Çocuk ve Çalışan Anne

Çocuk ve anne... İlk kadın ve ilk anne Hz. Havva (a.s.)’dan bu güne kadar birbirinden ayrı düşünülemeyen, ayrı düşünülmesi mümkün olmayan ikili... Fakat günümüzün modern dünyasının acımasız şartları, bu ikiliyi, annenin çalışma hayatına atılmasıyla birbirinden ayırdı.

Halbuki anne çocuk beraberliği fıtrîdir. Ayrılmaları halinde anne ve çocuğu (özellikle çocuğu) birçok problemler beklemektedir.

Ayrıca ülkemizde bu konu “çalışan anne konusu” oldukça ihmal edildiği için bu problemler daha da artmaktadır.

Ülkemizde kadına iş veren müesseseler, onun aynı zamanda bir anne ve ev kadını olduğunu, bir evi ve çocuğunun olduğunu kabul etmek istemiyorlar. Sonuç olarak ta çalışan kadın, evine, kocasına ve çocuğuna yeterli zamanı ayıramadığından, ev hanımlığı görevini yerine getiremiyor. İşten yorgun dönen hanım, çocuğunun ve kocasının haklı isteklerini yerine getiremeyince evde huzursuzluk doğuyor. Eğer evin beyi de bu konuda anlayış göstermezse, çoğu zaman karşılıklı münakaşa ve kavgalarla sıcak aile bağı kopacak dereceye geliyor veya kopuyor.

Yanlış anlaşılmasın niyetimiz çalışan anneleri suçlamak değildir. Onların da bu konudan çok fazla etkilendikleri muhakkak. Çünkü; araştırmalar göstermiştir ki, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar sebebiyle doktora başvuran kadınların büyük çoğunluğunu “çalışan anneler” teşkil etmektedir. Ekonomik sistem onlara bir verirken, sosyal sistem beş istemektedir.

Burada çalışan annelere yapılan bazı tavsiyeleri sunmak istiyorum:

– İlk önce, çalışan aneler, kendilerinin ve çocuklarının ruh sağlığını düşünerek, fıtratlarına uygun işlerde çalışmalıdırlar.

– Eğer mümkünse 0-3 yaş arası çocuğunuza kendiniz bakınız. Yani harcamalarınızı asgariye indirererek doğumdan başlayarak üç sene işinize ara verin. Çünkü: Eğitimciler ve çocuk psikologları 0-3 yaş arası çocuğu olan annenin çalışmasına karşıdırlar.

– Böyle bir ayrılma mümkün değilse, doğumdan sonra aldığınız “süt devresi izni” sırasında, daha sonra onu teslim edeceğiniz bakıcı ve kreşe yavaş yavaş alıştırınız.

– Size bağımlı olmaması için, onunla beraber olduğunuzda sizin dışınızdaki akraba, arkadaş vb. kimselerle temasını sağlayınız.

– İş dönüşü, çocuğunuza kavuştuğunuzda ona yeterli ilgi ve sevgiyi gösteriniz, ama aşırıya kaçıp onu şımartmayınız.

– Onu teslim edeceğiniz bakıcı ve kreşi iyi seçiniz. Sık sık değiştirmeyiniz. Fırsat buldukça habersiz ziyaretler yapınız. Şunu da unutmayınız; Çocuğunuza sizden daha iyi bir bakıcı bulamazsınız.

– Çocuk ve anne için ayrılmanın en uygun olanı, annenin yarım gün çalışması ve çocuğuna sadece çalıştığı süre içinde, ona bakacak birini bulmasıdır. Bu kimse, kan bağı olan birisi olursa ve aynı evde oturursa veya eve gelirse daha uygun olur.

Bir de sevgili anneler, kesinlikle çocuğunuzu; babaannesi, anneannesi veya birinci dereceden bir akrabanıza bırakıpta haftada, ayda veya bayramdan bayrama görmeye gitmeyi veya aynı şekilde yatılı bir kreşe, hafta başında bırakıp, “emanet bir eşya gibi” hafta sonunda almayı denemeyiniz, hatta böyle bir şeyi düşünmeyiniz bile..

 

Kaynak Annemi İstiyorum (Doç. Dr. Sefa Saygılı, Ali Çankırılı)

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle