Toplumun çekirdeği olan aileler ne kadar manevi bir yoğunluk, ülfet ve tesanüt içinde diri olursa, aynı güzelliğin bütün bir topluma yansıyacağı da bir gerçektir. Fahr-i Kâinat Efendimizin inşa ettiği İslam toplumunda dinin bir toplum olarak yaşanması esastır. Namazların cemaatle kılınması, özellikle cumanın farz olması, vakfenin bütün bir ümmet için aynı gün aynı mekânda yapılması, zekât ve sadaka emirleri hep diri, canlı fertlerden; huzurlu ailelerden bir saadet toplumu inşasını hedefler.
Varlığın özü olarak kabul edilen insan nesli bir insanla başladı, ikinci insan ise onun canından kopan eşi oldu. Âlemler içinde insanı yaratan ve ona ayrı bir mükellefiyet yükleyen Yüce Kudr...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR