Gönüllerin dergâhlaşması, ancak arınması ve faziletlerle donanması ile mümkündür. “İman” ve “İslâm”ın ahkâmıyla gönül dergâhının sütunları dikilecek, duvarları örülecek ve “ihsan” şuuruyla da tezyinatı gerçekleşecektir. Hakk’a yönelişin (inâbe, evbe, tebettül) devamıyla da gönül sarayı nice ilâhî tecellilere ve sırlara âyine haline gelecektir. Böylesi gönüller, genişleyecek de genişleyecektir (şerh-i sadr). Artık bu gönüller “ne olursan ol yine gel” diyerek kapılarına tüm varlığa açabilecektir.
Her insanda bir yürek vardır. Ancak her yürek bir gönül müdür? Gönül var… Gönül var… Biz bu yazıda dergâhlaşmış gönüllerden bahsedecek ve gönlü dergâh kılmanın yolunu âriflerin ifâde ve işar...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR