GENEL

Raşit Küçük Hocamızın Ardından

Dervişlik anlayışı “Yâr olup bâr olmamak” şeklinde tebellür etmişti. Hiç kimseye yük olmak istemez ama herkesin yâr ve yardımcı olmaya çalışırdı. Şefkat ve merhameti söylem işi değil eylem işi olarak görür, kanayan bir yara gördü mü onu sarmaya, bir


Filipinler’den Selam Ve Dua Var

“Telif ve tercüme faaliyetleriyle Filipinlerde nicelerinin hidayete ermesine vesile olan, gönül dünyamızı aydınlatan, Mü’minlerin kalben manevi tekâmülünü sağlayan, gençlerimizin eğitimini, irşadını ve hayata bakışını müsbete çeviren Erkam Yayınevi’n


Modern Bilimin Karanlık Yüzü: Öjenik

Günümüzde modern bilim kendisinden neşet eden teknoloji ile birlikte insanlığa büyük bir güven ve konfor alanı vaat ediyor. Artık insanlar bir şeyin güvenirliliğini bilimsel olup olmamasıyla ölçüyor. Bir şeyin bilimsel olması onun hakikat olarak kabu...


İlkler Sonların, Sonlar İlklerin Habercisi

Muhterem Okuyucularımız; İnsanın her nefes alıp verişinde hayatı “bitiyor” ve “yeniden başlıyor”. O yüzden “bir nefeste iki defa şükretmek lâzım” demişler; hem nefesimizi verebildiğimiz hem de yenisini alabildiğimiz için… Bir mîlâdî yılı geride bır...


Dengeyi Hayat Tarzına Dönüştürmek

Hayatımız, sarkaç misali, bir o uca, bir bu uca savruluyor. İfrat-tefrit arasında, orta noktada bulunmamız ve bunu yaşayışımızın her alanında bir hayat tarzına dönüştürmemiz gerekiyor. İnançta, Allah ve Rasûlü’nün öğrettiği çizgide, orta noktada olma


Hikâyemizin Başladığı Yer: Aile

Genetik mirasların aktarımı gerçektir. Ama insan, bir atasından devraldıklarıyla değil, bizzat kendisi olarak insandır. Aktarımlar insana bu kadar tesir etseydi; geçmişleri sürgün, soykırım ve travmalarla dolu olan yahudiler, bugün dünyaya yön verebi


Kırlangıçtan Tefekküre

Başımı kaldırıyorum ki, balkon tavanında muhteşem bir yuva. Sanki çamurdan kale. İçeri doğru genişleyen kalp şeklindeki yuvanın dar ağzında endişeli gözlerle bakan iki minik kafa… Yüreğimde hissettiğim sevinçle karışık mutluluk ayyuka çıkmakta. Kalbi


Ateş Ve Kül

Kararmış, is tutmuş kazanı külleriyle temizlerlermiş eskiden… Çünkü isin dilinden ancak kül anlarmış. Ovuldukça parlayan kazan, kendinden çıkan ışıltının verdiği gururla konulurmuş ateşin üstüne… Kalıntılarından temizlenmenin verdiği huzur ile başlar...


Hastahâne Hatıraları -2-

Bir başka hasta yakını anlatıyordu: 5-6 yaşlarındaydım. Mâlum köylerde, hele de o yıllarda oyuncak ne gezer, anne-babalarımız hayat mücadelesi içindeyken bizimle kim uğraşacak? Biz de kendi kendimize bulduklarımızla eğlenmeye çalışırdık. Bir gün ben...


Taşlar

Kimi taş çok kocaman, zorlukla çıkarılıp taşınır. Kimisi çok kırılgan, vurur vurmaz dağılır. Kimisi çok güzel, insan bakmaya doyamaz. Kimisi çok kesici, insan korkmadan edemez. Hâsılı, taş sanki bir yandan azâbı, diğer yandan inşâyı hatırlatan capca