Maalesef zamanımızda nezâket Zümrüd-i Ankâ hâline geldi. Herkes birbirine karşı nezâketsizce konuşuyor ve muâmele ediyor, bunun ismine de samimiyet diyorlar. Kabalıkla samimiyetin ne alâkası var?
Biz iki tür rızkımız olduğuna inanırız. Maddi rızkımız, bedenimizin; manevi rızkımız, gönlümüzün gıdasıdır. İnsanlar genellikle maddi rızık konusunda oldukça hassastırlar. Neyi, nasıl ve ne zaman yemeleri, içmeleri gerektiğini önemserler. Doğrusu konunun konuşanı ve yazanı da çoktur.
Çölde yaşayan bir bedeviydi. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve iman etti. Daha sonra “yurdumdan göç edeceğim ve bundan sonra sizinle birlikte olacağım” diyerek hicret etmek istedi. Peygamberimiz Efendimiz bu talebi kabul ederek onu bir sahabesine emanet ettiler. Daha sonra çıkılan bir seferin akabinde ganimet esirler paylaşılırken Peygamberimiz ...
Feyz” lügatte suyun taşıp dökülmesine; hayır, lütuf ve bereketin çok ve bol olmasına denir. Kur’ân-ı Kerim’de farklı siygalarla dokuz defa geçer. Bunlardan ikisi Bakara sûresindeki “Arafat’tan ayrılıp (sel gibi Müzdelife’ye) akın ettiğinizde, Meş’ar-i Haram’da Allah’ı zikredin.” “Sonra insanların (sel gibi) akın ettiği yerden siz de akın edin”1 âyetleridir. Gerçekten ha...
llah Teâlâ bizleri beden ve ruhtan yaratmıştır, bedenimiz topraktan geldiği için yeryüzünden elde edilen rızıklar ile gelişir büyür. Ruhumuz ise nurdan olduğu için feyiz ismini verdiğimiz manevi gıdalardan rızıklanır. Manevi haz; gönül huzuru, bolluk, bereket, olgunlaşma ve suyun taşıp akması gibi manalara gelen feyiz, sufiler için çok önemlidir.
Feyz kelimesi sözlük anlamı itibariyle “suyun fazlalığı sebebiyle yatağından taşması ve coşması yada bir haberin yayılması demektir. İstifâza ise feyze erme talebidir. Varlık âleminin Allah’ın isim ve sıfatlarından taşıp zuhûra gelmesine de feyz denilir. Feyzin kaynağı Allah’tır. Nitekim o yüzden gelenekte Allah Teâlâ için Cenâb-ı Hakk, Feyyâz-ı Mutlak ve Rabbü’l- Felak...
eyz kelimesi bendenize her zaman dolup taşma konusunu hatırlatır. Şüphesiz Feyyâz-ı Mutlak Allah Tealâ’dır. Bilindiği gibi O’nun bazı isimlerinin tecellileri insanlarda da zuhur eder.
İnsanın gerçek kimlik ve kişiliği; sahip olduğu makam, fırsat ve imkânlarla ve bunları kullanma tarzıyla ortaya çıkar. İmkân ve fırsatlar insanları denemenin, test etmenin vasıtalarıdır. Cimrilik ve cömertlik varlıkla, âdillik ve zalimlik iktidar ve makamla, iffetlilik ve iffetsizlik cinsel güçle ortaya çıkar. Yoksul olan bir kimse için cimrilik-cömertlik, yetkisiz bir ...
Ağaçsız bir dünya tasavvur etmek mümkün değildir. İnsanoğlu yeryüzünde ağaçsız hayat süremez. Oksijen kaynağı olmalarının yanında ağaçlar, bize bitmez tükenmez nimet, ihsan ve faydalar sunuyorlar
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Allah Teâlâ varlıkları yaratma işini tamamlayınca, akrabalık bağı (rahim) ayağa kalkarak: – (Huzurunda) bu duruş, akrabalık bağını koparan kimseden sana sığınanın duruşudur, dedi. Allah Teâlâ: – “Pekâlâ, seni koruyup gözeteni gözetmeme, seninle ilgisini...