Kapıyı araladım. Çok kalabalık bir grup içeri girdi, ama çıt ses çıkmadı. Geride iki tane sakallı amca kalmış; birisi siyah mest ayakkabısının birisini almış, göğsüne bastırıyor. Diğer tekini de öbür amca almış, hasretle göğsüne bastırıyor. Ben de şaşkınlıkla: “-Allah Allah, ben ayakkabılıkta yer ayırmıştım, bunlar ne yapıyor?” diyorum. Vazifeyi alınca, uykulara bile vedâ ettim diyebilirim. Geceleri kendi mânevî vazifelerimle, gündüzleri de etrafımdaki hanımlarla meşgul oluyordum. Önce komşularımdan başladım. Önce Yâsîn-i Şerîf ve muhtelif sûreleri okuyoruz, duâlarımızı yapıyoruz. Ben daha önceden hazırlandığım dînî hikâyeleri, kıssaları anlatıyorum. Şimdi buradan o yıllara bakınca ne kadar câhil ve eksikmişim.
Evlilik hayatınız, duâsını edip hayalini kurduğunuz gibi oldu mu? Eşim, amcamın bir arkadaşı imiş. Dindar bir kızla evlenmek istediğini söylemiş. Amcam da yeğeni olduğumu söylemeden benden ...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR