Âh Teslîmiyet!

Deryada yüzgeçsiz yüzdürülmüş, solungaçsız nefes aldırılmışım. Dilsiz dudaksız konuşturulmuş ve yedirilip içirilmişim. “Âh!” demeden bilememişim, anlayamamışım. Zorda kaldığım zamanlarda, “Âh!” ettiğim anlarda yetişip kurtarmış(sın) beni. Teslîmiyet... Âh, teslîmiyet!

Gideceğim âlemde her şey, emrime âmâde olmak için beni bekliyordu. Bu safhaya gelene kadarki sürecimde gösterilen ihtimam, âşikâr kılıyordu bu durumu… Yok kadar bir şey iken kıymet verilerek...

Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!

Abone olmak için tıklayınız Giriş yapmak için tıklayınız

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle