Edebin Şuurunda Bir Müslüman Örneği

1945 yılında Balıkesir Bigadiç doğumlu Şuuri Cankut Saylan ağabey, 80 yıllık ömrünü bereketlendirecek şekilde amelinde hep gayretliydi. Ankara Siyasal mezunuydu. Öncelikle kamuda İçişleri Bakanlığı nezdinde, sonrasında özel sektörde çeşitli kurumlarda çalıştı. 90’lı yılların zorlu ikliminde vakıf işlerine yoğunlaştı. 2000’li yıllarla birlikte sonradan kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olacak olan Özel Finans Kurumları Birliği (ÖFKBir) Vakfı’nda muhasebe bölümünde vazifeye başladı. Albaraka’nın destek verdiği öğrenci burslarını yürüten Bereket Vakfı’nda 2015’e kadar 24 yıl bilfiil idari pozisyonda görev yaptı.

Hayatında tanzim, tertip, düzen ön plandaydı. Maişet için çalışmanın yanı sıra hayır işlerine ve kitap yazımına da mesai ayırıyordu. Vakti bereketlendirmek, ömre hayrı sığdırmak onda müşahhas hâle gelmişti. 23 yıllık bir muhabbet ikliminde bulunduğumuz Cankut ağabeyimizde “İman edebten ibarettir” darb-ı meseli bir “hâl” olmuştu. Yapmadığı şeyi nasihat etmediği gibi, “Kalbinizi bir kaba koyup insanlar arasında dolaştırabiliyorsanız, bir merhale almışsınızdır” der, hedefi yüksek tutardı.

Laubalilikten hoşlanmaz, aklı başında ve iradeli mümini severdi. Kahkahayla güldüğüne hiç şahit olmadım. Dışarıya yansımış bir problemi ortaya çıktıysa onu muhatabı veya konuyla ilgili bir muhatap varsa onunla konuşur, istişare eder; ancak sürekli kendinden, ilişkilerinden şikâyet edenlerden, olur olmaz kişilere şikâyet hikâyeleri anlatanlardan olmazdı. Peygamberimizin yanındakilerin kendilerini rahat hissettiklerini hep hatırlatır, sürekli bunu uygulamaya çalışır, tavsiye de ederdi. Nitekim, onun yanında kendinizi rahat hissederdiniz.

Cami yakınken cemaatle namaz, olmazsa olmazıydı. Bir iş yapıyorken ezan okunuyorsa kalem oynatmaz, bırakır, işi az bir süre sonra bitebilecekse işi yarım bırakmaz, işin bitiminin hemen akabinde namazını kılardı. İşi ezandan sonra uzun sürecekse namazı bekletmez, ezan biter bitmez kılar, işine öyle devam ederdi. Abdesti, vakit girmeden alırdı. Abdest konusunda Hâce Musa Efendinin üzerinde kullandığı abdest önlüğünden sık sık bahseder, suyu gereksiz sıçratmamayı öğütlerdi.

Cankut ağabeyin temel ilgi alanı eğitim ve siyaset idi. Ülke gündemini İslâmi bir vizyonla takip ederdi; bir keresinde Al Baraka Genel Müdürü merhum Dr. Adnan Büyükdeniz’in Merkez Bankası Başkanı olarak atanmasının çeşitli mihraklarca engellenmesine oldukça tepkili olmuş, müslüman toplumun müslüman profile sahip bürokrasisi olması gerektiğine dair gündem oluşturmuştu.

Başucu kitaplarını tefekkürle okur, notlar alırdı. “Sonsuz Geleceğe Hazır mısınız?” başlıklı bir kitap çalışmasının uzun yıllar boyunca yaptığı okumalarının sonunda ortaya çıktığını söylemişti. İlk tanışmamızın başlangıcında ne okumamız, nereden başlamamız lazım geldiğine; “Kur’an harflerini öncelikle öğrendikten sonra, Abdülkadir Geylani’nin Sohbetleri, İmam Gazali’nin Kimyâ-ı Saâdet’i, Osman Nuri Topbaş Hocaefendinin kitapları” olarak cevap vermişti. Hemen ilave olarak günlük 5 sayfa Kur’an-ı Kerim’i aslından, 5 sayfa da mealini okumayı tavsiye etmişti.

Cankut ağabey hayatımızın önemli bir dönemine dokundu ve öyle bir dokundu ki; kendimi bahtiyar hissediyor, Allah (cc)’a hamd ediyorum. Son yolculuğu için uğurlandığı mekân, gönüller sultanı Eyüp Sultan hazretlerine komşu, muhtereme validesinin de medfun bulunduğu Eyüp Sultan mezarlığı oldu. Kıymetli Abdullah Sert Hocaefendi cenaze namazını kıldırdı ve defninde başucunda bekledi. Cankut ağabeyi sevdik biz; Allah (cc) da onu sevsin, makamını âli eylesin, âmin. Ruhuna el-fatiha...

Aydın Yabanlı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle