HABÎBULLÂH'IN İZİNDE

Hangi Çarşının Müşterisiyiz?

Bugün hepimize düşen öncelikle hangi çarşı ve pazarın müşterisi olduğumuzun farkında olmak, sonra elimiz, dilimiz ve sâhip olduğumuz bütün imkânlarla yeryüzündeki her zulme mani olmaya çalışmak, gücümüzün yetmediği durumlarda duamız ile mazlumların y


İnsanı ve Toplumları Değerli Kılan

Üsâme b. Zeyd (r.a.) siyah tenli, babası kölelikten âzâd edilmiş bir kimse idi. Câhiliye döneminde insanlar kölelikten âzâd edilen kimselere ve çocuklarına insan nazarıyla bakmazlardı. Ama Rasûlullah (s.a.v.) Üsâme’yi çok severdi ve onu kendi devesin


Ebedî Saâdeti Kazanmanın Yolu

İhsan hayatın bütün alanlarında ilâhî bir kamera altında yaşadığını hissedercesine Cenab-ı Hakk’ın her halimize vâkıf ve nâzır olduğu duygusunun kalbe yerleşmesidir. Şüphesiz bu ulvî duygu insana hayatı çok dikkatli yaşamayı, özellikle öte hayatı hep


En Mesud Âile

Hazreti Âdem ve Havva vâlidemiz arasında bir nikâhla, cennette başlayan aile hayatı insan neslinin, Yüce Rabbin yarattığı fıtrat üzere devamını temin eden temel müessesedir. Bütün dinlerin ve o dinleri tebliğ eden peygamberlerin ortak mesajı da, bu f...


O’nun Ahlâkı Pek Güzeldir

Cebrâil’i ilk gördüğünde kendisine bir zarar geleceğinden endişelenen Allah Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-’i tesellî ederken Hazret-i Hatice annemizin tarihi şâhidliği hem Hazret-i Peygamber’in ahlâkî özelliklerini beyan etmekte, hem de bütün z


Allah’ı Seviyorsanız Bana Tâbi Olunuz

Türkçemize sevgi olarak tercüme edilen muhabbet, aslında “hubb” kökünden türemiştir, aynı mânâdan gelen “habbe” tohum demektir. Her tohum nasıl ki kendi varlığına uygun bir tecelli ile kendini izhar ederse, muhabbetler de kendi özlerinde taşıdıkları ...


Maâzallah Diyebilmek

Dijital imkânların herkese ulaştığı, her türlü gayri meşrû fikir ve davranışların parmak uçlarımız kadar yakınlaştığı günümüzde, bir müslüman direnci ile “maâzallah” deyip gönülleri, parmak uçlarını, gözleri ve kulakları ma’siyetten koruyup, takvâ ve


İzzet: Müminlerle Yaşa, Müminlerle Öl

Yüce Rabbimiz, peygamberleri arasında âlemlere rahmet olarak gönderdiği Sevgili Habibine çok özel ikramlarda bulunmuştur. Cabir bin Abdillah’ın haber verdiğine göre Allah Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdular: “Benden evvel ...


“O (SAV) Size Çok Düşkündür”

O aziz peygamberin yüreğinden düşmeyen asıl dert ise ümmetin yüce Rabbimize karşı mânevî durumu idi. Zira beden fanidir. Bedenin ihtiyaçları da bir yolla ilahî teminat altındadır. Rızık, maksumdur. Acılar zaman içinde unutulur, ruh ise bâkidir ve ebe


Maddi ve Manevî Acıyı Dindirme Zamanı

Ruhun sükûnu ve tesellisi, aynı duygularla samimi olarak buluşabilmek, bedenin sükûnu ise fıtrî ihtiyaçların karşılanabilmesidir. Yüce dinimiz, hayırlı ümmet olarak vasıflandırdığı mü’minler arasındaki bu iki ilişkiyi en ideal şekilde ilahi ve nebevi