Günümüzde ebeveynler hayatlarını çocuk odaklı yaşamakta, plan ve programlarını hep onlara göre ayarlamaktadırlar. Çocuğun her isteğinin yerine getirilmesi gerektiği, aksi hâlde annelik ve babalığın tam olarak yapılamadığı düşünülmektedir. İmkânlar el
İlk evlât olarak doğmasıyla başladı onun hikâyesi. “Ablalık, küçük anneliktir.” sözünü doğrularcasına, doğarken “anne” olarak doğdu; çocuk olduğunu, genç kız olduğunu hiç hatırlamadı. Annesi, yıllar içinde altı evlât daha doğurdu. “Benim ardımdan doğ
İçimdeki komutun sesini dinlemiştim. Bir yandan bölünerek hücrelerimin kopyalarını milyarlara çıkarıyor, bir yandan elden ele taşınarak hedefime doğru ilerliyordum. Boyumun çok üstünde mesafeleri sür’atle kat ediyordum. Zira azığım tükenmeden yuvama ...
Toprak Yazıları -13- Mâdem, Hûd Sûresi’nin 56. âyet-i kerîmesinde bildirildiği üzere, her canlının alnından tutup denetleyen Allah’tır, o vakit böceklerin de alnı, Allâh’ın kudret elinde olmalıdır. Öyleyse ben kendisini kovalarken yine de gelip ıs
Sarah Hamouda bir röportajında, Dubai çikolatası üretilirken bu kadar sevileceğini tahmin etmediğini söylemiş; röportajı yapan muhabirin Dubai çikolatasının Türk mutfağının sevilen tatlılarından baklavaya benzediğini söylemesi üzerine Sarah, çikolata
Tuğba Şeker Hanımefendi ile Afrika Hizmetleri Üzerine - 2 Dokuz gündür patlamış bir apandis ve 40 derece üstünde seyreden bir ateş vardı çünkü… Doktorun odasına gittik. Bize: “Hayatımda yüzlerce patlamış apandis ameliyatı yaptım. Ama böyle bir ameli
Bebeğimiz henüz yirmi günlükken Afrika’da, Burkina Faso’ya geldik. Ailem, Afrika gibi mahrum bir bölgede hizmet edeceğimiz için çok sevindiler. Bizi teşvik ettiler. Eşim, evin tek erkek çocuğu olduğu için sadece kayınvalidem biraz zorlandı. Ama Osman
Handan Sultan’ın dudağının üzerinde bulunan ve gayet hoş duran beni sebebiyle Safiye Sultan’ın gelini Handan’a verdiği “Benli Haseki” sıfatı, onun sarayda bu şekilde anılmasına sebep olmuştur. Güler yüzlü oluşu sebebiyle kendisine “güleç” mânâsına ge
Olgunluk, sadece bir meyve tarifi olmuş, hilm kandilinin ışığı sönmüş. Zalimliğe “güç” demişler, merhamet fezalarda... Müsâmaha âcizlik sayılmış, rıfktan (yumuşak huyluluktan, mülâyimlikten) nasipler kesik… Sabırsızlık almış başını gidiyor, sanki ölü
Azığım da azalmaya yüz tutmuştu. Gittiğim yerde yeteri kadar nevâle var mıydı? Etrafı güvenli miydi? Emniyet tedbirleri alınmış mıydı? Ortamın ısısı, havalandırması, temizliği ilh. ne durumdaydı? Tabi ya! Pek nazlı idim ben! Hem de gözbebeği! İki kâi
