Gerçek bir fakîhin, “fakîhun bi’l-ibâre” değil, “fakîhun bi’n-nefs” olması gerektiğini sık sık vurgulardı. Yani mesele sadece ibareyi çözmek değil metnin ihtiva ettiği manaları zihinde tam olarak idrak etmekti. Ona göre gerçek fakîh; fıkıh melekesine sahip, usûlden furûa inebilen ve furûdan da küllî kaideleri çıkarabilecek yetkinlikte biri olmalıydı.
Mehmet Savaş Hocamızın adını ilk kez 2006 yılında, Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım hocamın “Yaşayan önemli Hanefî fakihlerinden biri” ifadesiyle duydum. O andan itibaren Mehmet Savaş hocamı merak e...
Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!
YORUMLAR