Bir Yıl Geçti Aradan Affeylesin Yaratan
“Adı çıkmış dokuza, artık inmez sekize”; bu fiyatlar böyle kalır… “Yemesem de olur” dedim ama yemeden de olmuyor ki… Fiyatlara biraz alışayım sonra alırım. Bir limon bile dört katına çıkmış…
“Adı çıkmış dokuza, artık inmez sekize”; bu fiyatlar böyle kalır… “Yemesem de olur” dedim ama yemeden de olmuyor ki… Fiyatlara biraz alışayım sonra alırım. Bir limon bile dört katına çıkmış…
Hepimiz emekliyiz, ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız, bazılarımızın üstünde yorgan bile yok. Asgari ücretle birlikte emekli aylıklarımıza biraz zam geldi de çay parasını öderken elimiz titremiyor.
Geçmiş bir günde Cafe Ahmet’in önünde yuvarlak bir masanın başında emekli arkadaşlarla sohbet ediyorduk. O gün Şefik abi de bizimle beraberdi. Şefik abinin kulakları pek duymadığı için çoğu zaman sohbetin dışında kalır, bazen kahkaha seslerimizi duyu
Değerli Emekli Arkadaşlarım! Eylül ayının ikinci veya üçüncü Cuması idi… Tam hatırlamıyorum ama Cuma olduğunu biliyorum, çünkü anlatacağım konu Cuma hutbesi ile başlıyor. Uzun bir hutbe idi. Hutbede imamın okudukları pek aklımda kalmadı ama iki keli...
Bütün evin işi hanıma bakıyordu. “Soğuk-sıcak” demiyordu; güneşin altında çalışan işçiler gibi çalışıyordu ve kendine düşen her işi hiç yorulmadan yapıyordu. İnsan, elinden ekmek yediği, su içtiği eşine nasıl olur da sert davranır? Ağustos sıcağında
Eğitim sadece okul demek değildir. Hayatın her ânı eğitimdir. Hele bizim torunu sorarsanız, daha tuvaletini söyleyemiyor ama telefon veya tablette oyun oynamak için, parmağını nereye basacağını biliyor. Artık çocuklar eğitimi internetten alıyor ama
Değerli emekli dostlar! Bugün hava kapalı, hafiften yağmur yağıyor. “Şeker olsam erimem”… Öğlen namazı için abdest aldım. Hanımla vedalaşıp çıkacaktım ki salondan sertçe bir ses geldi: – Allah seni kahretsin! Kapıdan başımı uzattım: – Yine ne old...
Niyazi haklıydı, neyi görecekti ki… Zaten hırsız görünmeden ayakkabıyı alıp gitmişti. Ara sıra böyle hırsızlık olayları yaşanıyor, buna rağmen cemaat dikkat etmiyor, hâlbuki kilitli ayakkabı dolapları var, oraya koymak zor geliyor, açıktaki rafa koym
Güneş, insanın içini dışını ısıtıyor. Havalar hep böyle gider inşallah, bu birinci duamdır. İkinci duam da Korona’nın yok olmasıydı. Aslında bu Korona birinci duamdı ama çok şükür, etkisini azaltınca ikinci sıraya indi. Domatesle hıyar hep üçüncü sır
Bir mal pahalılaşır, sonra bakarsın ucuzlar, sonra bakarsın bir başka sebep çıkar, fiyat yine artar. Bizim derdimiz bu değil, mesele bu aradaki kötü niyetli insanlar… Zaman zaman gazetelerde okuruz: “Domates para etmeyince kasalarla çöpe döküldü.”