İzzet ve şeref, şartlar ne olursa olsun Allah ve Rasûlünün çizdiği yolda müminlerle beraber yürüyenlerin ve aynı safta onlarla yan yana bulunanların olacaktır. Müminler, Hakk’ın kendilerine bahşettiği izzetin farkında olurlarsa, dünyanın imarında da
“Bilmelisin ki, halka göre sultan insanın bedenine göre kalp gibidir. Kalp sağlıklı olduğunda bütün beden sağlıklı, kalp hasta olduğunda da bütün bedende bir aksaklık olur. Bunun gibi devlet başkanının iyi biri olması halkın iyi olması, onun fena olm
Yardıma ihtiyacı olsa ve gelecek her türlü yardımın büyük kıymet ifade edeceği aşikâr olsa dahi İslam, İslam'a düşman olan bir kimseden gelecek hiçbir yardıma minnet etmemiş; mü-min olmayan bir kimseyi de Müslümana tahakküm edecek bir yetki alanı tan
Hz. Ebu Bekir, ölümle sonuçlanan hastalığa yakalandığı zaman şöyle dedi: “Bakıverin, ben halife olduktan sonra malımda bir artış olduysa, onu benden sonraki halifeye gönderin.” Vefat ettiğinde, baktık ki, Nûbeli bir kölesi ve bahçesini sulayan bir ha
Hayattan gâye, Allah’ın dînini yüceltmektir. Allah katında faziletin ve şerefin ölçüsü, İslâm’ın yayılması ve muhâfazası için çalışmaktır. Müslümanlar, her şeyden evvel bu gâyeyi dikkate almalı ve bu maksada hizmet etmelidir. Bunun için, gerektiğinde
Maddi anlamda yaptığımız her bir infakımızdan daha önemlisi, bir insanın yüreğine dokunmamız, bir insanın gönlünü kazanmamız değil midir? Belki maddi manada verdiğimiz bir dünyalık o insanın bir derdini çözebilir, ancak ona gösterdiğimiz sevgi onun r
Allah insanların önüne özgürce seçebilecekleri yollar / imkânlar koymuştur. İnsanoğlu kendi seçimini kendisi yapar. Sonucuna da katlanır. İman veya küfür için kimse zorlanmaz. Yapmaları gereken önlerine konulan seçeneklerden birisine sarılmalarıdır. ...
Hayatta ahlak çöküntüsünden, liyakatsizlikten şikâyet etmeden önce kendine sormalı insan; yaptığım işi layıkıyla, olması gerektiği gibi yapıyor muyum? Yoksa nasılsa gören yok, düzgün olmasa da olur, diyor muyum? İçime siniyor mu, gece başımı yastığa
Enkazdan çıktığımızda o kabir gibi yerde tam dokuz geçirdiğimizi idrak ettim. Halbuki o süre bize o kadar uzun gelmedi, o süreyi orada hissetmedik. Her artçı depremde daha fazla daralan ve bizleri ezen enkazdaki kabirde sanki Allah zaman kavramını or
Tevekkül ve teslimiyet tedbirsizliği meşrulaştırmak veya sorumluluğu kadere yıkmak için kullanılabilecek bir paravan olmadığı gibi tedbir alıp beşer takati ve imkânına göre hareket etmek ise Allah teâlâ’ya olan tevekkülü zedeleyen, teslimiyeti zayıfl
