Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahu anh) Efendimiz’in Duası
Yezîdü’r-Rakkâşî’nin naklettiği bir rivâyete göre, Said bin Müseyyeb şunları anlatmaktadır:
Yezîdü’r-Rakkâşî’nin naklettiği bir rivâyete göre, Said bin Müseyyeb şunları anlatmaktadır:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre Rasûlullah (s.a.v.): “Hak Teâlâ Hazretleri şifâsını indirmediği bir hastalık vermemiştir.”(Buhâri) buyurmuştur. Ve yine İmam Ahmed, Enes (r.a.) rivâyet eder ki: “Gerçekten Allah Teâlâ Hazretleri hastalık verdiği
Câbir bin Abdullah -radıyallahu anh-’dan rivâyete göre: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Her kişi -ister zâlim olsun ister mazlûm olsun- Müslüman kardeşine yardım etmelidir. Dîn kardeşi zâlim ise irtikab etmekt
Cenâb-ı Allah İslâmiyeti kabul eden mü’minlerin kalbini genişletip hidayet nûrunu kalbinde parlatır, tecellî ettirir. O nûr sebebiyle inkişaf-ı tâm ve kemal-î yakîn husûle gelir....
Cenâb-ı Hak Teâlâ Hazretleri, neyi infâk edeceklerini soranlara da affı infâk edin buyuruyor. Af, kolaylık, zorluğu kolaylaştırmak demektir. Buna göre mânâ: “Kolay geleni ve elde olanı infâk et, infâkı zor gelmeyeni infâk et” demektir.
Bilinmelidir ki, iman ancak sekîne ile artar. Aynı şekilde enbiyâ ve mürselîn hazarâtının ve ümmetlerinin kıssalarını dinlemekle insanların yakîni artar. Bu sebeple denilmiştir ki salihlerin hikâyeleri Allah’ın askerlerindendir.
Hazret-i Âişe -radıyallahu anhâ-’dan: Nebiy-yi Muhterem sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘‘ Kim hesaba çekilirse azâb edilmiş olur, buyurdu. Âişe der ki:
“Kim (Allah’a) bir iyilikle, güzellikle gelirse işte ona bunun on katı var.” (En’am Sûresi, 160) vaad ve lutf-i subhânîsi ile beş vakit namazla elli vakit namaz sevabı veriliyor. Allah’ın fazl u keremiyle, bu miktar, vaad buyurulan ecrin asgarî mikta
Bazı büyükler demişlerdir ki: Velilerin alâmeti, onların bütün arzularının ancak Allah ile beraber olmak bulunduğunun görülmesi, meşguliyetlerinin Allah ile olması, firarlarının ancak Allah’a olmasındadır. Mâliklerini müşahedede bekalarıyla bu haller
Mükerrem sıfatta yaratılan insanın nefsini tezkiye, kalbini tasfiye etmesi lâzımdır. Kur’ân-ı Kerîm’in beyânına nazaran insanda 6 nefis mertebesi vardır: