O’na ne sunabilirdi ki, O’na nasıl lâyık olabilirdi?! Boynu bükük başını çevirip şöyle bir baktı heybesine… Orada hasreti gördü. Özlemek... O hep vardı. Rûhu kendi diyarından ayrılıp bedenin içine hapsolduktan sonra içinde hep o sızı ile yaşıyordu.
Nurlu Medîne’den Hatıralar -4-
Uluslararası Ceza Mahkemesi, diğer uluslararası mahkemelerden farklı olarak herhangi bir uluslararası kuruluşun yargılama organı ve özel yetkili mahkemesi statüsünde değil, müstakil ve bağımsız bir mahkemedir. Ancak yine de bir uluslararası mahkemedi
Mûsâ Efendi, malıyla, canıyla, ehl ü iyâliyle cihâdın içinde bir ömür sürmüştür. O, kendi imkân ve iktidarı içinde hem mücahid bir mürşid hem de dünyanın neresinde olursa olsun mücâhidlerin farkında olan ve her türlü imkanıyla onların yanında olmaya
Bugün İslam’ın hükümleri hafife alınmakta, Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında oluk oluk müslüman kanı akıltılmaktadır. Ümmet olarak uyanmalı, cihadın sözlü olsun fiili olsun her çeşidine dört elle sarılmalıyız. Bu hususta da bir an ol
İnsanlık bugün kendi yazılımını beğenmiyor, teknolojik araçlarla istediği değişikliği yapabileceğini zannediyor, Allah’ın yarattığını değiştirmek gibi şeytani bir yola tevessül ediyor. Kendi eliyle yaptığını vehmettiği yapay zekâ ve robot dünyasının
İmanın, aklın ve ahlâkın kontrolünde olmayan servet daima azgınlık ve haksızlık sebebi olmuştur. Bu servetler genellikle haksız ve haram yollarla kazanıldığı için sonu da aynı şekilde korkunç kayıplar ve felaketler olmaktadır. Bu türlü servetler, sah
Muhterem Okuyucularımız; Gazze yüreğimizi kavurmaya devam ediyor. Her gün, “Acaba daha başka ne olabilir ki? Bir insan, başka bir insana daha ne kötülük yapabilir ki? İnsanlık daha ne kadar alçalabilir ki?” dedirtecek acı haberlerin, katliâm ve kıyı...
Güncel bazı örnekler tasavvufun ve tarikatın toplumda bazen yanlış anlatıldığını veya yanlış anlaşıldığını göstermektedir. Bir manevî eğitim ve ahlak okulu olan tarikatların eğitim usullerinin, gâyelerinin insanlara, özellikle de gençlere doğru, düzg
En güzel kıvamda yaratılıp âhiret yolcusu olan insana yakışan, kendini zilletten kurtarıp izzet ve şeref sahibi bir kul olmaktır. Bunun yolu, izzet ve şerefi Allah katında aramaktır. Çünkü bunların yegâne sahibi Allah’tır.
