Kur'an ile Hemdem Bir Ömür: Mehmet Yaylalı

Dünyada kötülükler bilinir hep. Kötülüklerin gündemde olmak gibi bir doğası vardır. Halbuki iyilik, o sessiz eylem, kendi halinde yapacağı bütün hayır ve güzellikleri yapar durur.

İşte bu sessiz eylem sahiplerinden biri olan dedemiz Hafız Mehmet Yaylalı 6 Ocak 2024 tarihinde Âlem-i Cemal'e göç eyledi. 90 yıla yaklaşan ömrü Kur'an'a ve sohbetlere adanmış bir şekilde geçti.

Koca çınar bizi gölgesinde Sami Efendi, Musa Efendi, Dişçi Mehmet Efendi, Dr. Baybal Ağabey, Yahyalı Hacı Baba ve Ladikli Hacı Ahmet Ağa'nın hatıralarıyla serinletti çocukluk ve gençlik yıllarımızda. Hak dostlarının muhabbetini gönlümüze muhterem dedemiz ekti.

Yeri gelmişken Ladikli Hacı Ahmet Ağa ile olan bizleri de hep tebessüm ettirdiği bir hatırasını da nakledelim: Ladikli Hacı Ahmet Ağa'yı tanıyan bir arkadaşından kendisini onunla tanıştırmasını rica etmiş. Bir grup olarak üstadı ziyaret gitmişler. İçeriye buyur edildikten sonra üstadı beklemeye koyulmuşlar. Ancak dışarı bir göz atınca bir de ne görsün. Ahmet Ağa sigarasını tüttürmekte. Dedem çok şaşırmış. "Nasıl olur da bir Hak dostu sigara içebilir?" diye gönlünden geçirmiş. Biraz sonra Ahmet Ağa içeri celalli bir halde girmiş ve "Bugün size sohbete müsaade yok!" demiş ve misafirler eli boş dönmüşler. Dedem derdi ki: "İçimden geçirdiğim bu düşünceleri beraber gittiğimiz arkadaşlarıma hiç bir zaman açmadım. Aksi takdirde büyük bir hışıma maruz kalabilirdim. Senin yüzünden sohbetten mahrum kaldık diye."

Okumayı çok severdi dedem. Bir yaz mevsiminde merhum Asım Köksal Hocanın 18 ciltlik İslam Tarihi eserini okuyuvermişti. Hatta bu kitapta Efendimiz Aleyhisselam'ın tavsiye ettiği bir duayı da hem bizlere okumamızı tavsiye etmiş hem de sohbetlerinde sürekli okur hale gelmişti. O dua:

«Sübhânallahi ve bihamdihi adede halkıhî ve rıdâ nefsihi ve zînete arşihi ve midâde kelimâtihi.»

Mahlûkâtı sayısınca, kendisinin hoşnud olacağı kadar, Arş’ının ağırlığınca ve bitip tükenmeyen kelimeleri adedince Allâh’ı ulûhiyet makâmına yakışmayan bütün noksan sıfatlardan tenzîh eder ve O’na hamd ederim.” (Müslim, Zikir, 79)

Bu örnek hem kitap okuma sevgisi hem de öğrendikleri ile amel etme noktasında benim açımdan çok anlamlıdır. Zira İmam Gazali hazretleri de "İlimsiz amel yoktur. Amelsiz ilim ise deliliktir." buyurmaktadır.

Kur'an-ı Kerim'e çok düşkündü. Haftada en az 2 hatim yapardı. Bizleri de sürekli Kur'an-ı Kerim okumaya teşvik ederdi: "Oğlum Kur'an'ı çok okuyun. Yarın kıyamet gününde okuduğumuz Kur'an'lar bizlere şefaatçi olacak inşaallah." derdi.

Dedemin Kur'an muhabbeti Zünnun-ı Mısri hazretlerinin adeta şu cümlelerinin tecellisiydi: "Onlar Kur’an’ı, gönüllerin en üstüne yerleştirdiler ve onunla teselli buldular. Onlar Kur’an’ı sadırlarına yapıştırdılar ve onunla huzur buldular. Arzuları onunla yatıştı ve gayrete geldi. Kur’an’ı, kendi zulmetleri için kandil; uykuları için yatak; yolları için izi belli bir yön; hüccetleri için kesin bir zafer olarak gördüler."

Son olarak sohbetlerinde okuduğu ve yüreğime işleyen bir duası ile bitirelim:

"Viran gönüllerimizi zikrinin nuruyla taltif eyle Allah'ım. Taltif eyle Allah'ım. Taltif eyle Allah'ım.”

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle