Mü’min Gönüllere Yerleşen Şehâdet Kelimesi

Ümmü’l-mü’minîn Ümm-i Seleme radıyallahu anhâ’dan mervîdir ki:

Bir gece Nebiy-yi Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem uyandı da: “Sübhanallah, bu gece ne fitneler nâzil oldu! Ne hazîneler de açıldı! Hücre sahiblerini -yani ezvâc-ı tâhirâtı- uyandırınız. Dünyada nice giyinik kadınlar vardır ki âhirette çıplaktırlar.” buyurdu.

Aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm Efendimiz’in rüyâda görüp de haber verdikleri fitnelerle nîmetler ilhâm-ı ilâhî ve vahiy tarîkiyle kendilerine mâlum olan şeylerdendir. Enbiyânın rüyâsı da vahiydir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’in vahyi başlangıçta altı ay rüyâda vâkî olmuştur.

Bu hadîs-i şerîfte mûcizât-ı nebevîye zâhir ve bâhirdir. Aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm Efendimiz’in ümmet-i merhûmelerinin kendilerinden sonra giriftar olacakları hem fiten u mesâibi ve hem de nâil olacakları hazâin-i bî-pâyânla nîmet ve rahmeti ihbar buyurdukları gibi giyinik fakat çıplaklar zümresinden yahut mestûre olmakla beraber libâsında iltizâm-ı isrâf ve tebzîr edecek nice kadınların zuhur edeceklerini de haber veriyor.

Ümmühât-ı mü’minîni uyandırmayı emir buyurmaları da kendilerine va’z etmek, ibzâl-i sadâkat ile terk-i isrâfâta teşvîk eylemek, ezvâc-ı Nebî -aleyhisselâm- olduklarına mağrûr olarak ibâdet ve tâattan gaflet câiz olamayacağını bildirmek içindir. Dünyadaki kâsiyât-i müsrifâtın, âhirette âriyât olmaları hasenattan ârî olduklarına binâendir.

**

Ebû Bekri’s-Sıddîk radıyallahu anh’ın kızı Zâtü’n-nıtakayn Esmâ -radıyallahu anhâ-’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hutbe îrâdına başlamış ve kişinin kabirde görüp göreceği sorgu ve sualleri anlatmıştı. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kabir ahvâlini böyle tafsîlâtıyla anlatınca Müslümanlar dehşetli bir sûrette feryâd edip ağlamışlardır.

Nesâî rivâyetinde şu ziyâdeyi de nakletmiştir: “...cemâatin bu feryad ve figânı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu hutbelerini anlamaklığıma mânî oldu. Bu sayhalar sükûnet bulunca bana yakın olan birisine: “Cenâb-ı Hak bereket ve saâdetini artırsın, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hutbelerinin sonunda ne buyurdu?” diye sordum. O da:

Bana vahyolundu ki siz kabirlerinizde deccalın fitnesine yakın bir fitne ile imtihan olunursunuz.” buyurdu, dedi. (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, 4 / 738)

**

Berâ ibn-i Âzib radıyallahu anh’den Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

Münker ve Nekir adlı melekler gelerek mü’min kabrinde oturtuldukda (bunların suâllerine cevaben) mü’minin; “lâ ilâhe illâllah Muhammedün Rasûlullah” diyerek şahâdet getirmesi,

Allah, mü’minleri gönüllerinde yerleşen şehâdet kelimesiyle dünyada ve ahirette (kabirde) böyle sâbit kılar.” (İbrâhim Sûresi / 28) meâlindeki kavl-i şerîfin canlı bir ifadesidir.” Şârih Âynî, Ebû Hüreyre radıyallahu anh’e müstenîd bir senetle İbn-i Kesîr tefsirinden kabirdeki sualin şunlar olduğunu naklediyor:

– Rabbin kimdir, dînin nedir, nebîn kimdir, denildiğinde mü’min:

– Rabbim Allah, dînim dîn-i islâm, Peygamberim Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’dir. Zâhir ve bâhir âyetlerle Allah tarafından gelmiştir. Onun nübüvvetine îmân ve risâletini kabul ve tasdîk ettik, der. Suâl melekleri de ona:

– Doğru söylüyorsun! Sen dünyada bu îtikatla yaşadın, böyle öldün, böyle de ba’s olunacaksın, der. (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, 4 / 729)

Mahmud Sâmî Ramazanoğlu, Musâhabe-3, s.232- Erkam Yayınları

PAYLAŞ:                

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu

Adana’da doğdu. Babası Ramazanoğulları diye bilinen aileden Müctebâ Bey, annesi Ümmügülsüm Hanım’dır. Adana’da rüşdiye ve idâdîde okuduktan sonra İstanbul’a gidip Dârülfünun Hukuk Fakültesi’ne kaydold

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle