Ümidimiz Nebevî Reçetelerdir

Modern cahiliye devrinde yaşıyoruz. İnsanın insanı sömürdüğü, adaletin geri bırakıldığı ve sadece menfaatin ölçü olduğu her dönem cahiliyedir. Cahiliyenin en önemli vasfı hayatı bu dünya ile sınırlamasıdır. Hayatı sadece dünya ile sınırlayanlar ekonomik refahı tek amaç olarak görürler. Böyle olunca insan, bedeninden ibaret görülmüş, sadece bedeni için yaşayan insanlar da hayvanlar gibi, gücü olanın zayıfı ezdiği vahşi bir sömürü düzeni ortaya çıkarmıştır.

İnsanın insanın kurdu olduğu modern cahiliye en üst gelir seviyesindekilerin imtiyazını muhafaza için kurgulanmıştır. Çıkarı dışında hiçbir değer tanımayan azgın bir azınlık statüsünün devamı için dünyayı ateşe vermekten imtina etmez. En üstteki yüzde birin bütün servetin yüzde 38’ini; en alttaki yüzde ellinin ise bu birikimin sadece yüzde 2’sini aldığı bir dünya onların dünyasıdır ve bu dünyada hiçbir kutsal ve değer kalmamıştır.

Açlık, fakirlik ve adaletsizliğin ayyuka çıktığı bir dünyada Allah, Peygamber ve Kitap tanımayan azgın azınlığın statüsünün devamı doğru, güzel ve iyinin tahrifindedir. Medya ve hususiyle sosyal medya bu istismarın mecrası konumundadır. Modern cahiliye insanları, zihinlerine zerk ettiği çağdaş safsatalarla “doğru olanın tersine inanma” ve “yapılması gerekenin tersini yapma” serkeşliğine sürüklemektedir.

Bugün insanlar selde sürüklenen kütükler misali nereye gittiklerini bilemedikleri bir yarışta nefeslerini, nefislerini ve nesillerini heba ediyorlar. Bu süreçte akıl almaz bir ilerleme kaydeden teknoloji modern cahiliyenin ayartma ve saptırma taşeronluğunu yürütüyor. Algı operasyonları ile insanlara yanlışlar doğru, kötüler iyi ve çirkinler güzel gösteriliyor. Bu süreçte göz, kulak ve zihin yoğun bir mesaj bombardımanı ile sürekli kirletiliyor. Modern cahiliye insanın hakikatle buluşmasını engelliyor.

Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. O’nun getirdiği Kitap ve yaşadığı hayat bütün dertlerimize dermandır. Bugün ekonomik, sosyal ya da siyasi hangi sıkıntıyı yaşarsak yaşayalım, hepsinin çaresi biricik efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatı ve sözlerindedir. Bu sözlerimizi abartı olarak görenler Allah’a imanın yanında O’nun Rasûl’üne imanın ne anlama geldiğini tekrar düşünmek zorundadırlar. Bu sayımızda hepimizin hiç aklımızdan çıkarmamamız gereken bir hakikati tekrar gündeme getiriyor ve hangi türden olursa olsun sıkıntılarımızın çaresini En Güzel İnsan’dan devşirilecek nebevî reçetelerde aramamız gerektiğini hatırlatıyoruz.

Son ekonomik süreç dergimizin satış fiyatında bir ayarlama yapmayı gerektirdi. Bu durumu anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyoruz. Üreten, çalışan, alın teri döken herkese Rabbimizden yardım niyaz ediyoruz. Allah nezdinde insanın kıymeti azalırsa malın kıymeti artarmış. Ekonomik girdi ve çıktılarla yapmaya çalıştığımız şu dergicilik faaliyeti son tahlilde insanın kıymetini artırmaya matuf bir çalışmadır. Malın kıymetinin değil insanın kıymetinin arttığı günlere tez zamanda kavuşmak muhtemelen herkesin yaptığı işin nebevî ölçülerde kıymetini artırması ile mümkün olacak. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle hepinizi Allah’a emanet ediyoruz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle