“Doğru Demek İçin Hoca Olduk”

Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir. Bir asra yakın ömrünü müslümanların tevhidi, tedrisi ve tenviri gayreti ile geçirmiş, ilim, irşad ve tasavvufi ahlakı yolunda ve halinde birleştirerek izzetli ve vakur bir neslin yetişmesine vesile olmuş, islamın şeairinin inkişafı için nice sıkıntılara göğüs germiş kiymetli âlimlerimizden muhterem Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi hakka rıhlet etti.

1929 Yılında Trabzon Of’ta dünyaya gelen Mahmud Ustaosmanoğlu Hocaefendi, çocuk yaşlarda başladığı Kur’an eğitimini babasının nezaretinde, annesinin hocalığında hafız olarak tamamlamıştır. Sonrasında zahiri ilimler için birçok âlimden ders alan Hocaefendi, Arapça tahsilini alarak 16 yaşında icazet sahibi olmuştur.

Bandırma’da askerlik yaptığı dönemde tanıştığı Ahıskalı Ali Haydar Efendi kuddise sirruh İstanbul Fatih’te metruk bir şekilde bulunan İsmailağa Camii’nin tadilatını yaptırmış, kendisini burada imamlık vazifesi ile görevlendirmiştir. Mahmud Efendi burada yaptığı sohbet ve vaazlarla cemaati Sünnet-i Seniyyeye uymaları hususunda sürekli uyarmış ve teşvik etmiştir. Sohbetleri ve yaşantısıyla her daim müminlere örnek olmuştur.

Mahmud Efendi Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyyeye ittibası, İslam şeairine tazimi, ecdadımız Osmanlı’ya hürmeti ve tasavvufi ahlakın vakarı ile maruftu. Emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l münker çizgisi ile binlerce kişinin irşadına vesile olmuştu. “Doğru demek için hoca olduk, eğri demek için hoca olmadık” diyen Mahmud Efendi edebi hadlere riayet etmek, en büyük edebi de Allah celle celâlühü'nün ilahi hududu olan şeriatı muhafaza etmek olarak tarif ederdi.

   Arkasında yetişmiş yüzlerce hoca efendi ile binlerce talebe bırakan, Anadolu topraklarına sayısız tohumlar eken Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretleri en büyük keramet olarak kabul edilen istikamet üzere bir hayat sürmüş, nice kurak gönülleri İslam pınarı ile sulamıştır. Rûhu’l Furkan Tefsirini yazan Mahmud Efendi, birçok İslam klasiğinin de neşredilmesine öncülük etmiştir.

Efendimiz (s.a.v.) “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.” hadis-i şerifi ile her daim ölüme hazırlıklı olmayı tavsiye etmiştir. Kimisi için hüzün dolu, kimisi için sevgili ile vuslatı yaşatacak bir şeb-i arûs olacak bir son için Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ifadeleri ne ibretliktir: “O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner/Azrâil’e “Hoş geldin!” diyebilmekte hüner…”

“Bu din Allah’ın dinidir, yürüyecek; Mahmud ölse de o devam edecek, bütün dinlere galip gelecek.” buyuran Mahmud Efendi Hazretlerine Rabbimizden rahmet niyaz eder, makamının âlî, menzilinin mübarek olmasını dileriz. Geride kalan kederli aile efradına ve dervişânına sabırlar dileriz. Ruhu için bir Fatiha, üç İhlas-ı Şerif…

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle