Kılıç Hakkı Ve İslam Şehir Mimarisi

Caminin ana kubbesi bir dağın zirvesini, etrafındaki evler de dağın eteklerine yayılan bitki örtüsünü çağrıştırmaktadır. Türklerin İslâm tarihinde en ziyade müessir olduğu asırlar, bu camilerin “külliye” halini alarak bir nev’i “şehir içinde şehir” olmaya başladığı, ibadethane özelliğinin yanı sıra eğitim (medrese), sağlık (darüşşifa, bimarhane), kütüphane, aşevi, misafirhane ve hatta çarşı-bedesten vs. ile şehrin kalbinin attığı yerler haline geldiği, kamu hizmetlerinin ifa edildiği dönemlerdir.

Her mimarî anlayışta olduğu gibi İslam şehir mimarisi de birtakım umumî (coğrafya, zaman ve mekan) ve hususî müessirler tarafından şekillenmiştir. Hususî tesirlerin en mühimi bir şehrin sıfı...

Dergi yazılarını okumak için abonelik gerekmektedir!

Abone olmak için tıklayınız Giriş yapmak için tıklayınız

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle