Yara İyileşmesi

Vücudumuzu zarf gibi saran, ince naif yapısıyla zırh gibi koruyan derimizin bütünlüğü esas. Bütünlük bozulduğunda onarım başlıyor. Bir yaralanma meydana geldiğinde önce kanamayı görürüz. Saniyeler içinde de kanın durdurulması faaliyeti “hemostaz” başlar. Damarda kuvvetli bir kasılma ile bölgeye gelen kan miktarı azaltılır.

Yarayla bereyle geçer ömrümüz.

Doğduğumuzda “göbeğimiz kesilir,” ilk iyileşen yaramız o olur. Hemşire hanımın steril şartlarda kestiği kordon önce kendini onarır. Sonra gövdeyle birleştiği yerde gelişen “inflamasyonla” “göbek düşer.” Ardından açıkta kalan alandaki “granülasyon dokusu” ortamı onarıp kapatır. Kendiliğinden oluveren bu işler azıcık ters gitse ne kadar kompleks hadiselerin bizden habersiz gerçekleştiğini anlarız.

  • Bebeğin göbeği düşmedi: acaba tiroid bezi mi çalışmıyor, lökosit migrasyon defekti mi var?
  • Göbek düştü ama hafif bir akıntı var, bir de kötü kokuyor. Eyvah eyvah, yoğun bakıma yatırsak, milyon tane tahlil alıp iki antibiyotiği aynı anda başlasak? 7-10 gün hastanede tedavi etsek?
  • Göbekten hafif kanama vardı bugün arttı, aşağı doğru akacak neredeyse: K vitamini yapılmamış olabilir mi? Ya da karaciğer yetmezliği mi var?

Hâsılı “dakika bir” deyip başlıyor yara onarım mekanizması çalışmaya. Zaten sıklıkla son dakikada, kepenklerin inmesi de bunlara benzer sebeplerden oluyor. Şeker hastasının geçmeyen yarası, trafik kazası, ameliyat yeri problemleri vs.

Vücudumuzu zarf gibi saran, ince naif yapısıyla zırh gibi koruyan derimizin bütünlüğü esas. Bütünlük bozulduğunda onarım başlıyor.

Bir yaralanma meydana geldiğinde önce kanamayı görürüz. Saniyeler içinde de kanın durdurulması faaliyeti “hemostaz” başlar. Damarda kuvvetli bir kasılma ile bölgeye gelen kan miktarı azaltılır.

Trombositler (kan pulcukları) bir anda olay yerinde birikiverir, kümelenir. Birbirlerine yapışmalarını sağlayacak basit bir yapıştırıcı salgılar. Kısa süre sonra vazodilatasyon gerçekleşir damar genişler; bu da onarım hücreleri ve daha fazla trombositin olay yerine intikalini sağlar. Bu hücreler mediatör ve sitokinler salgılayarak enflamasyon sürecini hızlandırır.

  • Trombüs ve pıhtı oluşumu
  • Fibroblastların dönüşümü,
  • Yeni damarların gelişmesi ve epitelizasyon.

Her çeşidinden büyüme faktörleri, serotonin, histamin gibi aracı maddeler, nötrofiller, monositler ve endotel gibi hücreler.

İstiklal harbindeki kadar çok isimsiz kahraman, Çanakkale’dekinden aşağı kalmayacak efsanevi olaylar.

  • Ne o?
  • Yara onarıyoruz.
  • Yarasını onardığınız mübareğin haberi var mı?
  • Yok, o uflayıp puflamakla meşgul.

Kanamayı önlemek için oluşturulan pıhtı önce faydalı iken, fazla miktara çıkar ve temizlenmezse kalp ya da beyne giden damarları tıkayıp ölüme neden olabilir, acilen temizlenmesi lazım. İşi biten hücreler de “apopitoz” denilen bir çeşit intihar ile kendini yok eder.

Yaklaşık birinci haftada kolajen kendini gösterir. Şu sahtesinin/ suni olanın gramı bilmem kaç liradan satılan kolajen, en kalitelisinden...

İlk günler tip 3 kolajen hâkimken daha sonra tip 1 kolajen nöbeti teslim alır.

Sonra reepitelizasyon; aynı doku ile kenarların sağlamca birleştirilmesi. Hadi bu anlaşılır da yeni damarların oluşup/ olgunlaşması sahiden akıllara zarar.

Filanca progenitör hücrelerden salınan vasküler büyüme faktörünün ne olduğunu ne işe yaradığını anlamamız insanlığın birkaç bininci yılında mümkün olmuş. Hâlbuki Âdem aleyhisselam’ın elini dal çizdiğinde de bu maddeler salınıyordu.

Yarayı oluşturan sebep, yaranın büyüklüğü, hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve benzeri onlarca faktöre bağlı olarak bazen bir yıla yayılan bir süreç.

İş bittiğinde görüntü bazen idare eder bazen etmez. Fonksiyonel olaraksa cildin gerilme kuvveti/dayanıklılığı orijinalin en fazla %80’ine ulaşıyor

Ortalama yaralarda süreç 6 hafta civarı sürer. Şeker hastalığı, sigara, aşırı kilo, yetersiz beslenme, karaciğer ya da böbreği etkileyen kronik hastalıkların yara iyileşmesinin her aşamasını olumsuz etkilediği biliniyor.

Mesleğinde oldukça başarılı bir ortopedi hocamızın adeta hastayı sorguya çektiğini gördüğümde epeyce şaşırmıştım.

Hastamız kalça protezi ameliyatı olacak,

  • Sigara içiyorsanız hemen bırakın 3- 5 ay sonra gelin.
  • HbA1C ‘niz (üç aylık kan şekeri düzeyi) şu rakamın altına düşmeden gelmeyin.
  • Boyunuz ve yaşınıza göre en fazla şu kiloda olmalısınız zayıflamadan sizi ameliyat etmem.  

- Yahu hocam hastamızın çok ağrıları var, yürüyemiyor.

- Bugün sadece yürüyemiyor, uygunsuz şartlarda yapılan ameliyatın sebep olabileceği komplikasyonlar onu oturamaz hale getirecek, daha kötüsünü hiç anmayalım…

Yüce Yaradan her şeyi hazırlamış ama bize düşen görev var mıdır?

Mümkünse yaralanmayın!

Yaralanan yüzeyin hızlıca temizlenmesi önemli, mikrop kapmasın, enfekte olmasın. Riskli yaralanmalarda tetanos aşısı mutlaka yapılmalı (tetanos aşısı etki süresi en fazla 10 yıldır).   

Ağrı kesiciler ve bazı antibiyotikler iyileşmeyi olumsuz etkileyebilir. Her zamanki gibi doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanmayalım.

Özellikli durumlarda ciddi yanıklar, yaralar olduğunda özellikle diyabet hastalarında hiperbarik oksijen tedavisi önerilebiliyor.

Yara iyileşti bitti, bazen iş bununla bitmiyor. Maalesef bazen sevimsiz izler kalabiliyor. Sebebi çok bilinmeyen “keloid” denen doku oluşuyor, bunun için yapacak çok bir şey yok. Basit yaralar için hâlihazırda en iyi önerimiz kantaron yağı.

Gerçek, mecazi, fiziki, ruhi… El, dil, gönül yaralarından uzak geçecek günler dileriz…

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle