Çoğaltan Değil, Azaltan Kurtulacak

İnsanoğlu sonsuz bir yarışın içinde. Daha fazla mal, daha fazla mülk, daha fazla itibar, daha fazla beğeni hırsı ile durmadan koşuyor. Sonu kabirde bitecek bu yarışa Kur’an’ımız tekâsür adını veriyor. Ve çok kesin ve keskin ifadelerle uyarıda bulunuyor: “Yakında bileceksiniz. Hayır! Hayır! Elbette yakında bileceksiniz. Hayır! Eğer gerçeği kesin bir bilgiyle bilseydiniz böyle yapmaya cüret edemezdiniz!” (Tekâsür, 3-5)

Tekâsür insanın gözünü perdeleyen, onu hakikatten saptıran bir çoğaltma saplantısıdır. İnsan şüphesiz hayır niyetiyle malının, mülkünün ya da evladının çoğalmasını isteyebilir.  İstenmeyen; evlat, mal, servet gibi çokluğu ile övünülebilen şeyleri aşırı bir tutkuyla durmadan çoğaltma yarışına girmektir. Elde edilenin helal mi haram mı olduğunu bilmeden, gayesiz bir kazanma hırsı mezmumdur.

Çoğaltma saplantısı umumi bir beladır. Ama bugün bu saplantıyı gündeme getirmek kimsenin işine gelmiyor, çünkü ekonomik güç elde etmenin tek yolunun buradan geçtiği düşünülüyor. İnsanın faniliğe karşı geliştirdiği seküler bir cevap olan ölümsüz şirket formu tekâsür yarışını şahıs psikolojisinden çıkıp sosyal bir dogmaya dönüştürüyor. İnsan ölüp gidiyor ama şirketi çoğaltma yarışına devam ediyor.

Çoğaltma yarışı sadece maddi olanla da sınırlı değil. Görünür olmak, alkışlanmak, “beğeni” toplamak, itibarı artırmak da Kur’an’ımızın haber verdiği tekâsür yarışının yeni sürümleri. Bunun üzerine bir de “tefâhür” yani başkalarına karşı övünme eklenince insanın girdiği kör yarış daha da alevleniyor.

Tekâsürden tefâhüre giden yolun psikolojik zemininde ekranlarda sürekli mutlu gözüken, sürekli abartılı ve gösterişli paylaşımlar yapan ve sürekli başaran insanların görüntüsü var. Bu aldatıcı refah tablosu, kendi hayatını eksik, sıkıcı ve değersiz hisseden insanda haset ve yetersizlik hissi şeklinde zehirli duygular uyandırıyor. Çoğaltma saplantısı böylece sosyal dokuyu da tahrip ediyor.

Çoğaltma saplantısını haber veren Tekâsür Suresi’nin sonunda şifa hükmünde bir uyarı var: “O gün nimetlerden sorulacaksınız.” Çare, hesap vereceğini idrak etmektir. Her nimetin farkına varmak, şükrünü eda etme gayretine girmek ve hayatı sadeleştirmek gerekiyor. İhtiyaç olmayanı almamak, modanın dayatmalarını reddetmek, gösteriş yarışından geri çekilmek sadeliğin koordinatlarıdır.

Çoğaltma hırsının en büyük sebebi şükürsüzlüktür. Yetersizlik hissi ile koşturup duran insan içinde bulunduğu sayısız nimeti fark ederek şükür frenine basmalı. O zaman nimetin ziyadeleşmesi nasıl olur, görecek. Şükür azaldıkça nimet azalır, arttıkça çoğalır. “Çoğaltma Yarışı ile Nereye Kadar” diye sorduğumuz bu sayımız umarız bu şuurun artmasına vesile olur.

Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in şu uyarısı ne kadar mühimdir: “Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey Âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” (Müslim, Zühd 3) Bir rahmet iklimine, üç aylara sayılı günler kaldı, şimdiden kutlu olsun. Bir sonraki sayımızda görüşmek ümidiyle Allah’a emanet olunuz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle